NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’Z-ZİYNET

<< 2450 >>

لبس البرود

79- Hırkalar

 

أخبرنا يعقوب بن إبراهيم ومحمد بن المثنى عن يحيى عن إسماعيل قال حدثنا قيس عن خباب بن الأرت قال شكونا إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم وهو متوسد بردة له في ظل الكعبة فقلنا ألا تستنصر لنا ألا تدعو الله لنا

 

[-: 9579 :-] Habbab b. el-Eret der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kabe'nin gölgesinde hırkasına yaslanmış vaziyette oturuyorken: "Allah'ın bize yardım etmesi için dua etmiyecek misin?" diye kendisine şikayette bulunduk.

 

Mücteba: 8/204; Tuhfe: 3519

5863. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

أخبرنا قتيبة بن سعيد قال ثنا يعقوب وهو بن عبد الرحمن الزهري عن أبي حازم عن سهل بن سعد قال جاءت امرأة ببردة فقال سهل هل تدرون ما البردة قالوا نعم هذه الشملة منسوج في حاشيتها فقالت يا رسول الله إني نسجت هذه بيدي أكسوكها فأخذها رسول الله صلى الله عليه وسلم محتاجا إليها فخرج إلينا وإنها لإزاره فجاء رجل من القوم فقال يا رسول الله اكسنيها قال نعم فجلس ما شاء الله في المجلس ثم رجع فطواها ثم أرسل بها إليه فقال له القوم ما أحسنت سألتها إياه وقد عرفت أنه لا يرد سائلا قال الرجل والله ما سألتها إلا لتكون كفني يوم أموت قال سهل فكانت كفنه

 

[-: 9580 :-] Ebu Hazım, Sehl b. Sa'd'dan naklediyor: Kadının biri bir hırka ile (Resulullah (s.a.v.)'e) gelince, Sehl: "Hırkanın ne olduğunu biliyor musunuz?" dedi. Biz de: "Evet bu kenarlarına dokuma yapılan bir kumaştır" dedik. Kadın: "Ey Allah'ın Resulü! Bunu kendi elimle dokudum ve Sana giydirmek istiyorum" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu ihtiyacından dolayı aldı ve onunla izarlanmış (beline sarmış) bir şekilde yanımıza çıktı.

, Adamın biri hırkaya dokunup baktıktan sonra: "Ey Allah'ın Resulü! Bunu bana ver" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Peki" dedi ve bir müddet oturduktan sonra geri döndü ve hırkayı dürüp adama gönderdi. Oradakiler adama: "Sen bunu istemekle iyi etmedin. Onun hiçbir istiyeni geri çevirmiyeceğini biliyorsun" dediler. Adam: "Vallahi onu kefenim olsun diye istedim" dedi. Sehl: "Bu hırka onun kefeni oldu" dedi.

 

Mücteba: 8/204; Tuhfe: 4783

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari (1277, 2093, 5810, 6036), İbn Mace (3555) ve Ahmed, Müsned (22825) rivayet etmişlerdir.

 

 

أخبرني أبو بكر بن علي المروزي قال ثنا شيبان قال ثنا الصعق بن حزن قال ثنا علي بن الحكم البناني عن المنهال بن عمرو عن زر بن حبيش عن بن مسعود قال حدثني صفوان بن عسال قال أتيت رسول الله صلى الله عليه وسلم وهو في المسجد متكئ على بردة له

 

[-: 9581 :-] Safvan b.Assal der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mescid'de iken yanına gittim. Kırmızı hırkasına yaslanmıştı.

 

Tuhfe: 4954

 

Bu Hadisi Kütüb-i Sitte sahipleri içinde sadece Nesai rivayet etmiştir.

 

 

أخبرني هلال بن العلاء قال ثنا عفان قال حدثني همام عن قتادة عن مطرف عن عائشة أنها جعلت للنبي صلى الله عليه وسلم بردة سوداء فذكر سوادها وبياضه فلبسها فلما عرق فوجد ريح الصوف قذفها وكان يحب الريح الطيب أرسله هشام الدستوائي

 

[-: 9582 :-] Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre, kendisi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e siyah bir hırka işledi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hırkanın siyahlığını ve kendisinin beyazlığından sözedip giydi. Terleyincede yün kokusu olduğunu gördü. Bunun üzerine onu çıkarıp attı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) güzel kokuyu severdi.

 

Tuhfe: 17665

9488. hadiste geçti.

 

 

أخبرنا محمد بن المثنى قال ثنا معاذ بن هشام قال حدثني أبي عن قتادة عن مطرف أن نبي الله صلى الله عليه وسلم اترد ببردة سوداء فجعل سوادها يشب بياضه وجعل بياضه يشب سوادها فعرق فوجد ريح الصوف فألقاها

 

[-: 9583 :-] Mutarrif'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) siyah bir hırka giyince hırkanın siyahlığı, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in teninde iz bıraktı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) terleyip yünün kokusunu da hissedince onu çıkarıp attı.

 

Tuhfe: 17665

 

Bir önceki mevsul olan hadise bakınız.

 

 

لبس الأقبية

80- Kaftan Giymek

 

أخبرنا قتيبة بن سعيد قال حدثنا الليث عن بن أبي مليكة عن المسور بن مخرمة قال قسم رسول الله صلى الله عليه وسلم أقبية ولم يعط مخرمة شيئا فقال مخرمة يا بني انطلق بنا إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فانطلقت معه قال ادخل فادعه لي قال فدعوته فخرج إليه وعليه قباء منها فقال خبأت هذا لك قال فنظر إليه قال رضي مخرمة

 

[-: 9584 :-] Misver b. Mahreme bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (ashabına) kaftanlar dağıttı; ancak Mahreme'ye bir şey vermedi. Mahreme'nin, bana: "Eyoğlum! Beraber Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gidelim" demesi üzerine birlikte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gittik. Bana: "içeri gir ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i bana çağır" dedi. Ben de öyle yapınca, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), üstünde dağıtmış olduğu kaftanlardan bir kaftan ile dışarı çıkıp: "Bunu sana sakladım" dedikten sonra Mahreme'ye baktı ve: "Mahreme razı oldu" buyurdu.

 

Mücteba: 8/205; Tuhfe: 11268

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari (2599, 2657, 5800, 5862), Müslim 1058 (129, 130), Ebu Davud (4028), Tirmizi (2818), Ahmed, Müsned (18927), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (3044,3045,3046,3047) ve İbn Hibban (4817, 4818) rivayet etmişlerdir.

 

 

لبس الجباب الصوف في السفر

81- Seferde Yün Cübbe Giymek

 

أخبرنا أحمد بن حرب قال ثنا أبو معاوية عن الأعمش عن مسلم عن مسروق عن المغيرة بن شعبة قال كنت مع النبي صلى الله عليه وسلم في سفر فقال يا مغيرة خذ الإداوة فأخذتها فانطلق رسول الله صلى الله عليه وسلم حتى توارى عني فقضى حاجته وعليه جبة شامية من صوف فذهب يخرج يده من كمها فضاقت فأخرج يده من أسفلها فصببت عليه فتوضأ وضوءه للصلاة ومسح على خفيه ثم صلى

 

[-: 9585 :-] Muğ,re b. Şu'be bildiriyor: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber bir seferde idim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Ey Muğire! Su kabını al" buyurdu. Ben su kabını aldım ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benden gizlenip abdest bozdu. Üzerinde Şam işi yün bir cübbesi vardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini cübbenin kolundan çıkarmak istedi, ancak kol dar geldi. Bunun üzerine elini cübbenin altından çıkardı. Ona su döktüm ve namaz abdesti aldı. Sonra meshlerini meshetti ve namazını klldı.

 

111. hadise bakınız.  -  Tuhfe: 9664

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari (363, 5798), Müslim 274 (77, 78), İbn Mace (389) ve Ahmed, Müsned (18190) rivayet etmişlerdir.